Irregular Verbs T-Z(Düzensiz Fiiller)
| T | |||
| take | took | taken | almak, götürmek, tahammül etmek, tutmak, icap etmek, ele geçirmek, elde etmek, yakalamak, çıkarmak, karşılamak, atlatmak, etmek, hissetmek, yanmak, kazanmak, yapmak, ölçmek, kabul etmek, sanmak, çekmek [fot.], katlanmak, dayanmak, kaplamak, gerektirmek, tedavi etmek, etkili olmak, kabul edilmek, oltaya vurmak, tutuşmak
|
| teach | taught | taught | ders vermek, öğretmek, okutmak, göstermek, eğitmek, öğretmenlik yapmak |
| tear | tore | torn |
yırtmak, koparmak, yarmak, yolmak, paralamak, yırtılmak, yarılmak, kopmak, hırpalanmak, fırlamak, hızla koşmak |
| tell | told | told |
söylemek, demek, anlatmak, emretmek, açığa çıkarmak, bildirmek, haber vermek, ayırt etmek |
| think | thought | thought |
düşünmek, saymak, anmak, sanmak, tasavvur etmek, zannetmek, aklından geçirmek, planlamak |
| throw | threw | thrown |
atmak, fırlatmak, düşürmek; yavrulamak; bükmek (ip); vermek (parti vb.) |
| thrust | thrust | thrust |
itmek, dürtmek, sokmak, saplamak, saldırmak, hücum etmek |
| tread | trod | trodden, trod |
dans figürü yapmak, adımlamak, arşınlamak, yürümek, basmak, ezmek, çiftleşmek (erkek kuş) |
| U | |||
| unbind | unbound | unbound | çözmek, açmak, salmak, serbest bırakmak |
| underlie | underlay | underlain | altında olmak, altında yatmak, temelini oluşturmak |
| understand | understood | understood | anlamak, iyi anlamak, kavramak, bilmek, çakmak, anlayışlı olmak, hissetmek |
| undertake | undertook | undertaken |
üstlenmek, yüklenmek, girişmek, söz vermek, garanti etmek |
| underwrite | underwrote | underwritten |
imzalamak, altına yazmak, sağlama almak, sigorta etmek |
| undo | undid | undone | açmak, çözmek, sökmek, telâfi etmek, bozmak, mahvetmek |
| unwind | unwound | unwound | açmak, çözmek, açılmak, dolanmış şeyi açmak, gevşemek |
| uphold | upheld | upheld |
kaldırmak, tutmak, desteklemek, onaylamak, uygun bulmak, sürdürmek [brit.], devam ettirmek [brit.] |
| upset | upset | upset |
keyfini kaçırmak, devirmek, alabora etmek, altüst etmek, bozmak, bulandırmak, devrilmek, altüst olmak, bozulmak |
| W | |||
| wake | woke / waked | woken / waked | uyanmak, canlanmak, körüklemek, sabahlamak, ölünün başında beklemek, uyandırmak, canlandırmak, anlamasını sağlamak, gözünü açmak |
| wear | wore | worn |
giymek, takmak, taşımak, dayanmak, takınmak, aşındırmak, yıpratmak, soldurmak, solmak, yıpranmamak, boca etmek, volta vurmak |
| weave | wove | woven |
dokumak, örmek, serpiştirmek, katmak, karıştırmak, kurmak, yapmak, zikzak yapmak, zikzak çizmek |
| wed | wed/ wedded | wed/ wedded |
evlendirmek, başgöz etmek, adamak, bağlamak, bağlanmak, evlenmek |
| weep | wept | wept |
iltihap akıtmak, ağlamak, gözyaşı dökmek, damlamak, sızmak, akıtmak, özsu akıtmak |
| wet | wet/ wetted | wet/ wetted | ıslatmak, içki ile kutlamak |
| win | won | won | galip gelmek, kazanmak, elde etmek, ele geçirmek, ulaşmak, ikna etmek, dostluğunu kazanmak |
| wind | wound | wound |
çevirmek, sarmak, dolamak, kıvırmak, döndürmek, kıvrıla kıvrıla gitmek, dolambaçlı olmak, açmak |
| withdraw | withdrew | withdrawn |
çekmek, almak, geri almak, geri çekmek, para çekmek, çekilmek, ayrılmak, geri çekilmek, çekinmek |
| wring | wrung | wrung |
burmak, döndürerek sıkmak, kuvvetle sıkmak, acıtmak, sızlatmak, bükmek, ovuşturmak, çarpıtmak, saptırmak, zorla almak, koparmak |
| write | wrote | written |
yazmak, kaleme almak, kâğıda dökmek, yazı yazmak; bestelemek, yazarlık yapmak; mektup yazmak |
