15 Mart 2013 Cuma

Anlatim Bozuklugu konu anlatimi



Anlatım bozukluklarının önemli bir bölümü sözcük düzeyindedir. Anlatımda, varlıkların niteliklerini ve eylemlerini, durumları ve duyguları iyi anlatabilmek için bunların dildeki karşılıkları olan sözcüklerin dikkatli seçilmesi gerekir. İyi seçilememiş bir sözcük cümlenin anlamını bozar. Sözcük düzeyinde yapılan yanlışları şu başlıklar altında toplayabiliriz:
YAPILARI YANLIŞ OLAN SÖZCÜKLER
Sözcüklere yanlış ekler ya da sözcükler eklenerek bu tür yanlışlar yapılır. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Yemek yiyilip, kahveler içildikten sonra konuya geçildi.=yenilip (“yemek” eyleminin edilgeni yenilmek”tir)
• Toplantıda Doğu’daki bazı bölgevi meseleler ele alıdı.=”bölgesel” sözcüğü kullanılmalıdır.
• “Eva Peron” belgeselinde halkın tezahüratları abartılıydı.=gösterileri (“tezahürat” zaten çoğuldur)
• Her yaz Boğaz’da bir sayfiyelik ev kiralarız.=yazlık (“sayfiye” yazlık anlamındadır. Üzerine bir de Türkçe +lık eki getirilmektedir.
• Yeşil beldemizi güzelletelim.=”güzelleştirelim” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Bu yöntem bana gayripratik göründü.=kolay görünmedi (“gayri” Arapça, “pratik” Fransızcadır.)
• İki ülke arasındaki kardeşane ilişkiler geliştirilmelidir.=kardeşçe (“kardeş” Türkçe, “ane” eki Farsçadır.)
• Hafta içi taşıt araçları cadde üzerinde on dakikadan fazla kalamazlar.=taşıtlar, araçlar, taşıma araçları
• Kendisini yakinen tanırım.=yakından (“yakın” Türkçe, “en” eki Arapçadır.)
• Bayramınızı kutlular, ellerinizden öperim.=”kutlar” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Rahmetlik amcam bu günleri göremedi.=”rahmetli” sözcüğü kullanılmalıdır.
BİRBİRİYLE KARIŞTIRILAN SÖZCÜKLER
Bu tür yanlışlar sesçe birbirine yakın sözcüklerin karıştırılmasından doğmaktadır. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Bu iki sözcüğü birbirine karıştırıyoruz. Oysa aralarında küçük de olsa bir ayrıntı vardır. Ayrıntı (=teferruat, detay). Bu cümlede ayrım (=fark) sözcüğü kullanılmalıdır.
• Mahalleler birbirine yaklaşık olarak kurulmuştu.=”yakın” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Almanya’dan öğretim durumumu gösteren bir belge istiyorlar. Öğretim (=öğretme) eylemidir. Bu cümlede öğrenim (=öğrenme) eylemi olmalıdır.
• Onların azımsadığı genç edebiyatçılar çok başarılı oldu.=”küçümsediği” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Başkanın konuşması bütün ülkede olumlu tepkiler yarattı. Tepki (=bir olaya, bir güce karşı geri tepme). Bu cümlede “etki” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Çekimserliği yüzünden hiç hakkını arayamaz.=”çekingenliği” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Çocuğun bütün vücudunu büyük büyük yaralar kapsamıştı. Kapsamak (=içine almak). Bu cümlede “kaplamıştı” sözcüğü kullanılmalıdır.
Birbiriyle karıştırılan sözcüklerin bazıları da şunlardır:
Mahsur: kuşatılmış mahzur: engel
Mütehassıs: uzman mütehassıs: duygulu
Mütevazı: paralel mütevazı: alçak gönüllü
Portre: insan resmi porte: bir işin genişlik ve
Önem derecesi
Rekabet: binme rekabet: rakiplik
Yönetmenlik: “yönetmen”lik mesleği yönetmelik: tüzük
Vâris: mirasçı varis: toplardamar genişlemesi
GEREKSİZ KULLANILAN SÖZCÜKLER
Eşanlamlı sözcüklerin aynı cümle içinde bir arada kullanılması ya da gereksiz bir sözcüğe cümlede yer verilmesi anlatımın gücünü azaltır. Söylenilenin kolaylıkla anlaşılmasına engel olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Yer yer iki metreyi bulan kar yağışına rağmen ilçeye ulaşılmaya çalışılıyor. Ölçülebilen yağış değil kardır. Yer yer iki metreyi bulan kara rağmen…
• Zamanlama çok yanlış bir vakte denk geldi.”Zamanlama yanlış oldu” şeklinde cümle gereksiz sözcüklerden kurtarılabilir.
• Duvarlara kalemle yazı yazmayınız.”kalemle” sözcüğü gereksizdir.
• İki lider, beş saat süreyle görüştüler.”süreyle” sözü gereksizdir.
• Seçimlerin tarihi yaklaştıkça partilerin faaliyeti gittikçe artıyor.”gittikçe” sözcüğü gereksizdir.
• Bu görüş ayrılığının sebebi neden kaynaklanıyor?”Bu görüş ayrılığının sebebi nedir?”
• İlk yüzmeye başladığım zaman sudan korkardım.”İlk” sözcüğü gereksizdir.
GEREKSİZ YİNELENEN SÖZCÜKLER
Bu tür yanlışlar genellikle, aynı sözcüğün Türkçesiyle, yabancı dillerden gelen şeklinin aynı cümle içinde kullanılmasıyla olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Çocuk kitapları çocuklara, merhameti ve acımayı da öğretmelidir.
• Her dersin kendine özgü ilke ve prensipleri vardır.
• Burada bana yeni olanaklar sağlayacak imkanlar bulamadım.
• Kendini düşünen, egoist insanlardan korkarım.
• İlgi ve alakanızı esirgemeyeceğinizi biliyorum.
• Hepinize sonsuz teşekkürlerimi ve şükranlarımı sunuyorum.
• Yarışma birazdan başlamak üzere.
• Eski geçmiş günleri hatırladım birden.
GEREKSİZ KULLANILAN YARDIMCI EYLEMLER
Türkçede kimi ad soylu sözcükler etmek olmak yardımcı eylemleriyle birlikte kullanılmaktadır. Günümüzde bu eylemlere yapmak, bulmak, eylemleri dek atılmıştır. Oysa yardımcı eylemlerle cümleyi doldurmak yerine sözcüklerin eylem olanını kullanma yoluna giderek, Türkçenin zenginliğinden ve gücünden yararlanarak, daha duru bir anlatıma sahip olabiliriz. Umut ediyorum yerine umarım, dilerim kuşku etmek yerine kuşkulanmak başvuruda bulunmak, başvuru yapmak yerine, başvurmak duyuru yapmak yerine duyurmak etki etmek yerine etkilemek Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
Son günlerin en çok istek alan parçası yine bir numarada=”istenen veya beğenilen” olmalıdır.
Burada bekleme yapılmaz.=”beklenmez veya durulmaz” olmalıdır.
Stüdyomuza gelme isteğinde bulunanlar.=”gelmek isteyenler” olmalıdır.
Yavrulama yapan kediler kobay olarak kullanıldı.=”yavrulayan” olmalıdır.
ÇELİŞEN SÖZCÜKLER
Bir yazı ya da konuşmada, birbirini tutmayan, çelişen sözler kullanılması okuyanı, dinleyeni şaşırtır. Anlatım inandırıcılığını yitirir, karışıklığa yol açar. Türkçede karışıklığa yol açan sözlerden bazılarını cümleler üzerinde inceleyelim.
• Belki bugün çarşıya çıkacağız tabii belki – tabii
• Kuşkusuz duyduğum onun sesi olmalı. Kuşkusuz – olmalı
• Eminizki iradeli bir insan olan öğretmenimiz bu sorununu da herhalde çözmüştür. eminizki – herhalde
• Üç ayrı yerde başlayan yangında mutlaka kasıt ihtimali var diyorlar. Mutlaka – ihtimali
• Aşağı yukarı tam beş yıldır görüşemiyoruz. Aşağı yukarı – tam
• Kısmen de olsa kendimi ona karşı tamamen sorumlu hissediyorum. Kısmen – tamamen
YANLIŞ OKUNAN, YAZILAN VE SÖYLENEN SÖZCÜKLER
Bu yanlışlar genellikle başka dillerden Türkçeye girmiş sözcüklerin okunmasında, yazılmasında ve söylenmesinde görülür. Çoğunlukla yabancı sözcüklerin anlamının tam ve doğru olarak bilinmemesinden ileri gelir. Anlamı tam ve doğru olarak bilinmeyen yabancı sözcüklerin yerine Türkçelerinin seçilmesi anlatımın doğru ve açık olmasını sağlar. Aşağıda bu tür sözcüklerin bir kısmının yanlış ve doğru şekilleri liste halinde verilmiştir. Yanlış Doğru adele adale afaroz aforoz arazöz arozöz asvalt asfaltâyar ayareyitim eğitimhâtırâ hâtıraherkez herkeshîbe hibeihtibaren itibarenkavonoz kavanozklavuz kılavuzlağzım lazımmefta mevtamahfetmek mahvetmekmeşgâle meşgalemuaffak muvaffakörneyin örneğinrâkip rakipsezeryan sezaryensilüet siluetşevkat şefkattarikatler tarîkatlertafsiye tasfiyeteşfik teşvikTürkiya Türkiye vâhim vahimyalnış yanlışyanlız yalnız
CÜMLE KURULUŞU İLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI
Dilde sesler bir araya gelerek sözcükleri, sözcükler bir araya gelerek cümleleri oluşturur. Sözcükleri doğru seçmek kadar, onları cümlede yerli yerinde kullanmamak da anlatımı etkiler.
CÜMLENİN ÖĞELERİYLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI
Cümleler duygu, düşünce ve isteklerimizi en kolay ve en kısa anlatma araçlarıdır. Kurduğumuz cümleler her zaman açık ve anlaşılır olmalıdır. Cümleyi oluşturan öğeler anlatılmak istenen amaca göre belirli bir düzen içinde sıralanır. Öğelerin dizilişi amaca uygun olmazsa ya da cümle içinde bir sözcük eksik olursa cümle istediğini anlatamaz. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Burası bu tartışmanın ne yeri ne de zamanı.”Burası bu tartışmanın yeri” olmayabilir ama “burası bu tartışmanın zamanı…” biçiminde bir anlatım doğru değildir.
• Okulun onarımı üç ay içinde bitecek ve eğitime başlayacaktır. Bitecek olan “okulun onarımı”dır. Eğitime başlayacak olan ise “okul”dur. İkinci cümlenin öznesi olan “okul” sözcüğü kullanılmadığı için cümlede anlatım bozukluğu vardır.
• O seni inandırmak için yalvarıyor, biz de sizi kuşkuyla izliyorduk. İnandırmaya çalışan “o”dur. İzleyen ise “biz”. İki ayrı yargı, iki ayrı özne vardır. Birinci cümlenin yüklemi yalvarıyordu” olmalıydı.
• Senin bu işi yapacağına inanıyor ve bekliyorum.”bekliyorum” yüklemi geçişli bir eylem olduğundan bir nesne ile kullanılması gerekirdi. Bu cümlede bekliyorum yükleminden önce “bunu” sözcüğünün de bulunması gerekirdi.
• Gençlerimizi sevmeliyiz, güvenmeliyiz.”gençlerimizi” sözcüğü, “sevmeliyiz” yükleminin nesnesidir. Ancak “gençlerimiz” sözcüğü “güvenmeliyiz” sözcüğüne nesne olamaz. Çünkü “güvenmeliyiz yüklemi bir dolaylı tümleçle birlikte kullanılmalıdır. Bu cümlede “güvenmeliyiz” yükleminden önce “onlara” tümlecinin de bulunması gerekirdi.
• Dişçi çocuğun dişini çekip eve gönderdi.”Dişçi çocuğun dişini çektikten sonra onu evine gönderdi” olmalıydı.
• Evin eşyaları boşaltıldı ve yakıldı. Bu cümlede yakılan nedir? Ev mi yoksa eşyalar mı?
Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Buna ancak okurlar karar verir, uygular.
• Ayşe’yi çok sever, daima güvenirim.
• Bütün kitapların adı listeye yazıldı ve kütüphanedeki raflara yerleştirildi.
• Öğretmen sayısı çok olan bölgelerden alıp az olan bölgelere vereceğiz.
OLUMLU VE OLUMSUZ YARGILARIN BİRLİKTE KULLANIMINDAN DOĞAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
Olumlu ve olumsuz yargıların birlikte kullanıldığı cümlelerde yargıların birbirine karışmamasına dikkat etmek gerekir. Genellikle virgülle, noktalı virgülle (ve ama fakat ancak gibi) bağlaçlarla birbirine bağlanan, düşüncelerin art arda sıralandığı sıralı cümlelerde olumlu ve olumsuz yargıların birbirine karıştırıldığı olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Düşüncelerinde ısrarlı ama inatçı değildi.”değildi” yüklemi “inatçı” sözüyle birlikte, “ısrarlı” sözcüğünün de yüklemi durumunda. Düşüncelerinde ısrarlıydı ama inatçı değildi, olmalıdır.
• Tereyağı tam sağlıklı ve yaşlı olmayan kimselerce yenmelidir.”tam sağlıklı” ve “yaşlı olmayan” sözlerinden “sağlıksız” ve “genç” anlamları çıkıyor. Tereyağı tam sağlıklı ve genç kimselerce yenmelidir, olmalıdır.
• Herkesin temiz olmasını ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum. Herkesin temiz olmasını istiyorum ve yere hiçbir şey atılmasını istemiyorum, olmalıdır.
Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Çalışkan ama girişken bir öğrenci değildi.
• Peyniri az zeytini hiç yemem.
SÖZCÜK VE SÖZCÜK ÖBEKLERİNİN YERİNDE KULLANILMAMASINDAN DOĞAN
Anlatım Bozuklukları bir cümle içinde sözcükler, bulunması gereken yerde bulunmazsa anlam karışıklığı, anlatım bozukluğu ortaya çıkar. Cümlenin anlamında belirsizlik olur. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Ali’nin sınıf başkanlığı otuza karşı, on iki oyla reddedildi. Bu cümleye göre Ali’nin başkanlığı on iki oyla reddedilmiş oluyor. Oysa anlatılmak istenen otuz oyla reddedildiğidir.
• Çırılçıplak gazetecilere yakalanan sanatçı ateş püskürdü.”Çırılçıplak” olan “gazeteciler” mi yoksa “sanatçı” mı? Aşağıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluklarını gidermeye çalışın.
• Haberlerde tekrar tekrar yıkılan köprüleri izledim.
• Bütün gün bomboş evde oturdum.
• Su gibi içkiler içiliyor, çılgınca eğleniyordu.
• . Dersanesi öğrencileri ücretsiz üniversite sınavına hazırlıyor.
• Henüz bu dersin sağladığı yararlar öğrencilerimize tam olarak yansımış değil.
• İzinsiz inşaata girilmez.
ÖZNE-YÜKLEM UYUMSUZLUĞUNDAN DOĞAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
Özne ile yüklemin uyumsuzluğu cümlenin anlatımını bozar. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Ayla ile Serap’ın anlatımında hem yanlışlar var hem de kitap diline hiç uygun değil.”hiç uygun değil” yükleminin öznesi “Ayla ile Serap’ın anlatımı” olmalıdır.
• Meteor yağmurları her yıl düzenli olarak tekrarlar.”bir şey” tekrarlamaz, tekrar etmez fakat tekrarlanır, tekrar edilir.
• Bu gibi olayları saymakla bitmez.”bitmez” eyleminin öznesi “bu gibi olaylar” olmalıdır.
• O yıl eğlenceyi seven ne kadar öğrenciler varsa bu derslere ilgi gösterdi.”öğrenci” sözcüğü tekil kullanılmalıdır.
• Ellerime uğur böcekleri konuyorlar. Cümledeki özne çoğul hayvan adı veya çoğul bitki adı olursa, cümlenin yüklemi tekil olur. “konuyor” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Bacakları tutmuyor, gözleri artık görmüyorlardı. Cümledeki özne organ adlarından birini gösteren çoğul bir sözcükse yüklem tekil olur. “görmüyordu” sözcüğü kullanılmalıdır.
• İşlerimiz artık çoğaldılar. Cümledeki özne eylem bildiren çoğul bir özneyse yüklem tekil olur. “çoğaldı” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Kamyonların gürültüleri bütün sokağı kaplıyorlardı. Özneleri çoğul cansız varlık olan cümlelerin yüklemi tekil olur. “kaplıyordu” sözcüğü kullanılmalıdır.
• Saniyeler geçmek bilmiyorlardı. Saat, dakika, saniye, ay, yıl gibi zaman adlarından birini gösteren çoğul öznelerin yüklemi tekil olur. “bilmiyordu” sözcüğü kullanılmalıdır.
Aşağıdaki cümleyi inceleyin, anlatım bozukluğunun nedenini bulmaya çalışın.
Haftanın en güzel günlerinden biridir cumartesi, pazar.
DÜŞÜNME HATALARINDAN DOĞAN ANLATIM BOZUKLUKLARI
Türkçenin özellikle sözlü anlatımında düşünme hatalarından doğan anlatım bozuklukları da görülmektedir. Aşağıdaki cümleleri inceleyelim.
• Otomobilin bagajından bir kamyon dolusu silah çıktı.(Otomobilin bagajına bir kamyon dolusu silah sığmaz.)
• Aşağıya indiğimizde arabamızı çalınmış olarak bulduk.(Araba ya vardır ya da yoktur. Çalınmış olarak bulunamaz.)
• Bir koltukta ölü olarak uyanmak istemiyorum.(Öldükten sonra uyanmak mümkün değildir.)
• Bu yılki salgın hastalıkta hayvan ölümü sayısı 275 olarak gerçekleşti.(275 sayısı, hayvan ölümü sayısı değil, ölen hayvan sayısıdır.)
• Bütün bildiklerimi ve bilmediklerimi oğluma öğretmek istiyorum.(Bildiklerimizi öğretebiliriz ama bilmediklerimizi öğretemeyiz.)
• Bugün yapılan antrenmanda iki futbolcu arasında sözlü bir tartışma geçti.(Antrenman sırasında, futbolcular arasında elbette sözlü tartışma yapılacaktır. O anda yazılı bir tartışma olamaz.)
• İlk kez gerçekleşen gösteriye katılım rekor düzeydeydi.(İlk kez yapılan bir gösteriye gelen izleyici sayısının, rekor düzeyde olup olmadığı bilinemez.)
• Yangında ihmal var.(İhmal, yangında değildir. Ancak yangının çıkmasına neden olan kişilerin ihmali söz konusu olabilir.)

0 yorum:

Yorum Gönder